Sağlıklı İlişkiler İçin Tavsiyeler
Sağlıklı İlişkiler İçin Tavsiyeler: İlişkiler, insanların duygu ve düşüncelerini paylaşarak birbirlerine anlam kattıkları dinamik süreçlerdir. Aile, arkadaşlık ve romantik bağlarımızı nasıl kurduğumuz, geliştirdiğimiz ve sürdürdüğümüz ruh halimizden hayat kalitemize kadar pek çok şeyi etkilemektedir. Sevmek, anlaşılmak, destek görmek ve güven duymak ruhumuzu besleyen en güçlü duygular arasındadır. Ayrıca güçlü bağlar kurmak ve sürdürmek, doğrudan iletişim becerileri, empati ve duygusal dengeyle ilişkilidir. Peki, ilişkilerimizi daha güçlü ve sağlıklı hale getirmek için neler yapabiliriz?
1.Duygu ve düşüncelerinizi açık, net ve anlaşılır bir şekilde ifade edebilirsiniz.
İyi bir ilişki önce kendinizle başlar. Duygularınızı anlamak, neye ihtiyacınız olduğunu bilmek ve bunları sağlıklı şekilde dile getirmek başkalarıyla kurduğunuz bağları güçlendirecektir. İlişkilerde en sık karşılaşılan sorunlardan biri, bireylerin kendi duygularını net bir şekilde tanımlayamamaları veya ifade edememeleridir. Yanlış anlaşıldığınızı düşündüğünüzde, “Sen beni anlamıyorsun” demek yerine, “Kendimi tam olarak ifade edemediğimi hissediyorum ve anlaşıldığımı hissetmek benim için önemli” şeklinde konuşmak karşı tarafın sizi anlamasını kolaylaştıracaktır.
2.Karşınızdakini gerçekten anlamak için aktif dinleme becerileri geliştirerek yapıcı geri bildirim verebilirsiniz.
İletişim, yalnızca konuşmak değildir aynı zamanda karşımızdakini gerçekten anlamak için iyi bir dinleyici de olabilmektir. Sessizce dinlemek yetmez; anladığınızı göstermek, duygu ve düşüncelerini önemsediğinizi hissettirmek gerekir. Gerçekten dinlemek, karşınızdaki kişinin hislerini ve düşüncelerini anlamaya çalışmaktır. Göz teması kurarak, sözünü kesmeden ve yargılamadan dinlemek karşınızdaki kişinin hislerine ve düşüncelerine saygı gösterdiğinizi ifade eder. Partneriniz ya da arkadaşınız bir sorununu paylaşırken, “Bunu duyduğuma üzüldüm, senin için ne yapabilirim?” gibi bir yanıt pasif bir dinleyiciden çok daha destekleyici bir etki yaratacaktır.
- Kendi sınırlarınızı netleştirip korurken, başkalarının sınırlarına da saygı göstermeye özen göstermelisiniz.
İyi bir ilişki, bireylerin kendilerine ait alanlarının farkında olduğu ve birbirlerinin sınırlarına saygı duyduğu bir zeminde gelişir. Hayır demekten çekinmeyin, rahatsızlık duyduğunuz konuları açıkça ifade ederek kişisel alanınızı korumaya özen göstermelisiniz. Bu tutum, ilişkilerde karşılıklı anlayışı ve dengeyi destekleyerek sağlıklı bir ilişki yaşamanıza yardımcı olacaktır. Sınır koymak, ilişkileri zayıflatmak değildir. Kişisel ihtiyaçları gözeterek duygusal iyi oluşu desteklemektir. Çok yoğun bir günün ardından biriyle uzun bir konuşma yapmak istemiyorsanız, “Bugün biraz dinlenmeye ihtiyacım var, yarın bu konuyu daha iyi bir zihinle konuşabiliriz” demek sağlıklı bir sınır koyma örneğidir. - Çatışmaları bir güç savaşı olarak görmek yerine, ortak bir anlayış ve çözüm geliştirme imkânı olarak değerlendirmelisiniz.
Her ilişkide zaman zaman anlaşmazlıklar yaşanır. Önemli olan, bu çatışmaları nasıl ele aldığınızdır. Suçlayıcı bir tutum sergilemek veya haklı çıkma çabasına girmek yerine birlikte çözüm aramak, sorunları büyütmeden çözebilmek için karşılıklı suçlamalardan kaçınarak çözüm odaklı bir bakış açısıyla hareket etmek gerekir. Yargılayıcı bir tutum sergilemek yerine hislerinizi doğrudan ve yapıcı bir şekilde dile getirerek iletişimin gücünden yararlanabilirsiniz. “Sen zaten hep böylesin” gibi genelleyici ifadeler yerine, “Bu durum beni üzdü, bir çözüm bulalım isterim”, “Ben böyle hissediyorum” gibi ifadeler kullanarak duygu ve düşüncelerinizi paylaşabilir, yapıcı cümleler kurarak çatışmaları yapıcı bir zemine taşıyabilirsiniz. - Birlikte zaman geçirirken gerçekten orada olarak, dikkatinizi vererek paylaştığınız anları daha anlamlı hale getirebilirsiniz.
Yan yana olmak, bağ kurmak için tek başına yeterli değildir. Gerçek anlamda bağlantı kurabilmek için dikkatinizi tamamen karşınızdaki kişiye vermek gerekir. Teknolojiden uzaklaşıp, göz teması kurarak, anın içinde kalarak ve karşınızdaki insanın varlığını gerçekten hissederek anı yaşayabilirsiniz. Birlikte vakit geçirirken gerçekten orada olmak, anın içinde hissetmek önemlidir. Örneğin, sabah kahvenizi içerken sessizce oturmak yerine güne dair düşüncelerinizi konuşabilirsiniz. Birlikte bir yerlere gitmek için hep aynı yolları kullanmak yerine yeni sokaklar keşfedebilir ya da hiç gitmediğiniz bir cafe de oturabilirsiniz. Evde vakit geçirirken telefon ya da televizyon ekranına dalmak yerine eski fotoğrafları karıştırıp anılarınızı hatırlamak ya da birbirinize daha önce anlatmadığınız küçük hikâyeler anlatmak sizi birbirinize daha yakın hissettirebilir. - Sevdiğiniz insanlara değer verdiğinizi hissettirmeli, küçük ama içten takdir sözleriyle onları önemsediğinizi göstermelisiniz.
İnsanlar, ilişkilerinde en çok anlaşıldıklarını, değer gördüklerini ve sevildiklerini hissetmek ister. Ancak zamanla özellikle uzun süreli ilişkilerde ve günlük hayatın telaşında takdir etmeyi ve sevgiyi göstermeyi ihmal edebiliriz. Ayrıca bir ilişkide zamanla her şey sıradanlaşabilir; iyi yapılan şeyler fark edilmeyebilir, emekler görülmez hale gelebilir. İşte bu noktada sevdiğiniz kişilere, onların sizin için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için zaman ayırmalısınız. Bunu yaparken yapay ya da abartılı olmak gerekmiyor. İçtenlikle söylenen bir “Seninle sohbet etmeyi seviyorum.” ya da “Bunu düşündüğün için teşekkür ederim.”, basit bir “Teşekkür ederim”, içten bir “İyi ki varsın” demek önem arz etmektedir. Takdir sadece sözle değil, davranışlarla da gösterilir. Bir arkadaşınız zor bir gün geçirdiğinde onu dinlemek, sevdiğiniz biri yorgun olduğunda ona küçük bir iyilik yapmak ya da aile büyüklerinize sıradan bir günde uğrayıp sohbet etmek, onların önemsendiğini hissettirir. Unutmayın, sevildiğini ve değer gördüğünü bilmek herkesin ihtiyacı. Bunu hissettirmek için özel bir sebep ya da büyük bir olay beklemeyin. Günlük hayatın içinde, farkında olarak ve küçük adımlarla, sevdiklerinizin hayatına sıcaklık katabilirsiniz.
İlişkiler, kendiliğinden ilerleyen değil emek isteyen bağlardır. Zamanla sıradanlaşan, alışkanlıklara dönüşen iletişim biçimleri ilişkileri yıpratabilir. Ancak küçük değişiklikler, büyük farklar yaratabilir. Her ilişkinin temelinde güven, saygı ve samimiyet vardır. Unutmayın ki bunları beslemek ve korumak ise sizin elinizde.